İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kalp İlaçlarına Genel Bakış

Kalp ve dolaşım sistemi üzerinde çeşitli şekillerde etkili olabilen ve bu nedenle altta yatan hastalığa bağlı olarak kullanılan farklı kalp ilaçları (ilaç grupları) mevcuttur.

Kalp Kasının Gücünü Artıran (Pozitif inotropik) Kalp İlaçları

Bu gruba, kalp kasılma gücünü artıran ilaçlar dahildir. Kalp kasılma gücünü artırma (pozitif inotropi) ve damar genişletme (vazodilatasyon) etkileri nedeniyle, bu ilaç bir “inodilatör” olarak bilinir. Bu, tek bir preparatta iki farklı etki mekanizmasını birleştirdiği anlamına gelir.


ACE inhibitörleri (Tansiyon ilaçları)

ACE inhibitörleri geliştirilen ilk kalp ilaçları arasında yer alırdı ve uzun yıllar boyunca birçok hastalıkta kullanıldı. Ancak son yıllarda bunun bazen hiçbir fayda sağlamadığı da ortaya çıktı.


Diüretikler (İdrar söktürücüler, vücuttaki sıvıyı atan ilaçlar)

Bu terim, böbreklerde etkisini gösteren ve çeşitli mekanizmalar aracılığıyla tuz ve suyu vücuttan atan tüm ilaçları kapsar. Diüretikler, özellikle kalp yetmezliği, yüksek tansiyon (hipertansiyon), ödemler, karaciğer ve böbrek hastalıklarında kullanılır.


Antiaritmik ilaçlar (Ritim düzenleyiciler)

Antiaritmikler, kalbin normal şekilde atmadığı düzensiz kalp ritimlerini (aritmileri) tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır.


Kan Sulandırıcı ve Pıhtı Önleyici İlaçlar

Kan sulandırıcılar ve pıhtı önleyiciler, kanın akışkanlığını artıran ve kan pıhtılarının oluşumunu önleyen ilaç gruplarıdır. Bu ilaçlar, kanın pıhtılaşmasını sağlayan faktörleri baskılayarak, pıhtıların damarları tıkamasını engeller.


Sevgili Okuyucular,

Veteriner Kardiyoloji Portalı kedi ve köpek sahiplerine, veteriner hekimlere ve hekim adaylarına yönelik kurulmuş, “bilgilendirerek farkındalık yaratma” amacı olan bilimsel bir platformdur.

Dikkat ederseniz bahsettiğim hastalıkların hiçbirinde (kalp kurdu hastalığının yayınlanmış yönetmeliği hariç) ilaç etken maddesi ve herhangi bir doz bilgisi yer almamaktadır.

Bu sansürün sebebi yardıma muhtaç kedilerin ve köpeklerin, gelecekte “bazı okuyucular” tarafından, konusunda uzman hekimlere muayene ettirilmeksizin, edinilmiş yüzeysel bilgiler ışığında tanı ve tedavi sürecine maruz kalma ihtimalleridir.

Hipokratın bizlere armağan ettiği, “Primum non nocere! Secundum cavere! Tertium sanare!” yani “Önce zarar vermeyeceksin! Sonra koruyacaksın! Sonra iyileştireceksin!” prensibine dayalı olarak, ilaçlar hakkında daha fazla detayı şimdilik sizlerle paylaşamıyor ve maalesef medikal tedavilere dayalı yüzeysel bilgilere yer vermek durumunda kalıyorum.

Gelecekte belki de üyelikli yeni bir bölüm daha açarak, sevgili meslektaşlarımla en güncel tedavi protokollerini paylaşabilir ve uluslararası katılımcılı, interaktif konsültasyonlar gerçekleştirebiliriz.

Anlayışınız ve sabrınız için teşekkür ederim!