Kardiyoloji muayenesinde oskültasyonun önemi nedir?
Oskültasyon, kalp-damar sisteminin değerlendirilmesinde temel bir tanı yöntemidir. Deneyimli bir klinisyen veteriner hekim, dinleme sırasında birçok önemli kalp hastalığını tespit edebilir. Her ne kadar oskültasyon, tüm ciddi kalp hastalıklarını tespit edemese de, bazı hastalıklar tipik kalp sesleriyle kendini gösterir. Özellikle patent duktus arteriozus (PDA) gibi doğumsal anomalilerde, karakteristik “sürekli üfürüm” sesi, tanıyı yüksek doğrulukla koymayı sağlar.
Oskültasyonun önemli bir diğer kısmı ise, pulse defisit (nabız eksikliği) kontrolüdür. Bu işlem sırasında, oskültasyon ile duyulan her kalp atışının, damarda bir nabız dalgasına karşılık gelip gelmediği kontrol edilir. Eğer kalp atışı duyulmasına rağmen nabız dalgası hissedilmiyorsa, bu durum pulse defisit olarak adlandırılır ve genellikle atriyal fibrilasyon (AF) gibi ritim bozukluklarının önemli bir işaretidir.
Oskültasyonda değerlendirilen temel bulgular nelerdir?
1. Anormal Kalp Hızı (Bradikardi ve Taşikardi)
• Bradikardi: Kalp atış hızının normalden daha yavaş olmasıdır. Sinüs bradikardisi, genellikle elektrolit dengesizlikleri, bazı ilaçların yan etkileri, beyin basıncının artışı veya otonom sinir sistemi bozukluklarıyla ilişkilidir.
• Taşikardi: Kalp atış hızının normalden daha hızlı olmasıdır. Taşikardi, stres, ağrı, ateş, enfeksiyon, anemi, hipertiroidi veya kalp ritim bozuklukları nedeniyle ortaya çıkabilir. Kalp, daha fazla kan pompalamaya çalışır, ancak bu durum kalbin yükünü artırarak uzun vadede kalp yetmezliğine neden olabilir.
Neden Önemlidir?
Anormal kalp hızı, kalp kasının pompalama kapasitesinin bozulduğunu gösterir. Kalp hızındaki sapmalar, kalp kası hastalığı, dolaşım bozukluğu, endokrin hastalıklar veya sinir sistemi bozukluklarıyla ilişkili olabilir. Bu nedenle, anormal kalp hızının kaynağını belirlemek için EKG ve ekokardiyografi gibi ileri tanısal testler yapılmalıdır.
2. Düzensiz Ritim (Aritmi)
Kalp atışları normalde düzenli bir ritimle atar. Ancak, atriyal fibrilasyon (AF), prematüre ventriküler atımlar (PVC) veya atriyal ekstrasistol gibi aritmilerde bu düzen bozulur. Atriyal fibrilasyonda, atriyumlar kontrolsüz bir şekilde titrer ve ventriküllere düzensiz sinyaller gönderir. Bu durum, ventriküllerin düzensiz kasılmasına neden olur.
Neden Önemlidir?
Atriyal fibrilasyon (AF), en yaygın aritmilerden biridir ve sıklıkla pulse defisit ile ilişkilidir. Pulse defisit, duyulan her kalp atışına karşılık gelen bir nabız dalgası olmaması durumudur. Bunun nedeni, atriyal fibrilasyon sırasında ventriküllerin tam kasılmamasıdır. Bu nedenle, düzensiz bir ritim veya pulse defisit tespit edilirse, derhal kardiyolojik muayene yapılmalı ve EKG ile doğrulama sağlanmalıdır.
3. Anormal Kalp Sesi Şiddeti
Normalde kalp seslerinin şiddeti, göğüs duvarından net bir şekilde duyulmalıdır. Ancak bazı durumlarda, sesler daha zayıf veya daha güçlü olabilir:
• Daha güçlü kalp sesleri: Hiperdinamik dolaşım (ateş, anemi veya hipertiroidi) sırasında görülebilir.
• Daha zayıf kalp sesleri: Perikardiyal efüzyon (kalp zarında sıvı birikmesi), pnömotoraks (göğüs boşluğunda hava birikmesi) veya şişmanlık (obezite) gibi durumlarda ortaya çıkar.
Neden Önemlidir?
Kalp sesi şiddetindeki değişiklik, kalbin işleyişinde bir sorunun habercisi olabilir. Zayıf kalp sesleri, kalp zarında sıvı birikimi (perikardiyal efüzyon) veya hava birikimi (pnömotoraks) ile ilişkilidir. Bu gibi durumlarda, kalbin yapısal ve işlevsel durumu ekokardiyografi ile değerlendirilmelidir.
4. Ek Kalp Sesleri (S3 ve S4 Sesleri)
• S3 Sesi: Genellikle kalp kasının gevşemesi sırasında duyulur ve kalp yetmezliği belirtisidir.
• S4 Sesi: Kalp kasının kasılma aşamasında ortaya çıkar ve genellikle hipertrofik kardiyomiyopati (HCM) ile ilişkilidir.
Neden Önemlidir?
Ek kalp sesleri, özellikle S3 ve S4 sesleri, kalbin dolum ve kasılma aşamalarında bir sorun olduğunu gösterir. Kalp yetmezliği veya diyastolik disfonksiyon gibi ciddi kalp hastalıklarının teşhisinde önemli bir bulgudur.
5. Bölünmüş Kalp Sesleri
Kalbin aort ve pulmoner kapaklarının normalde aynı anda kapanması beklenir. Ancak, pulmoner hipertansiyon veya pulmoner stenoz gibi hastalıklarda bu kapanma senkronizasyonu bozulur ve bölünmüş kalp sesi duyulur.
Neden Önemlidir?
Bölünmüş kalp sesi, özellikle pulmoner hipertansiyon veya sağ kalp yetmezliği ile ilişkilidir. Bu ses, pulmoner basıncın artması nedeniyle sağ ventrikülün fazla çalıştığını gösterir. Bu nedenle, bölünmüş kalp sesinin tespit edilmesi, ileri tetkikler gerektirir.
6. Kalp Üfürümü
Kalp üfürümü, kanın kalpte türbülans oluşturmasıyla ortaya çıkan anormal bir sestir. Bu ses, doğuştan gelen kalp hastalıklarının (örneğin, patent duktus arteriozus, PDA ve ventriküler septal defekt, VSD) yanı sıra edinsel (sonradan gelişen) kapak hastalıkları ile de ilişkilidir.
Mitral ve Triküspid Kapak Yetmezlikleri
• Mitral Kapak Yetmezliği: Kanın sol ventrikülden sol atriyuma geri kaçması sonucu meydana gelir. Üfürüm genellikle sol kalpte oskültasyonla duyulur.
• Triküspid Kapak Yetmezliği: Kanın sağ ventrikülden sağ atriyuma geri kaçmasıyla oluşur ve sağ kalpte daha net duyulur.
Neden Önemlidir?
Kalp üfürümü, genellikle doğuştan gelen kalp kusurlarının (PDA, VSD) veya edinsel kalp kapak hastalıklarının (mitral kapak yetmezliği, triküspid kapak yetmezliği) bir göstergesidir. Üfürüm fark edildiğinde, kalbin yapısını ve işlevini detaylı incelemek için ekokardiyografi yapılmalıdır. Bu, üfürümün doğası ve ciddiyeti hakkında kesin bilgi sağlar.