1. Kedilerde ve köpeklerde kalp hastalığı olur mu?
Kalp hastalıkları, köpekler ve kedilerde yaygın bir sorundur. Küçük ırk köpeklerin yaklaşık %40’ı ve kedilerin %15’i yaşamları boyunca kalp sorunları geliştirebilir.
Büyük ırk köpekler, özellikle Boxer, Doberman ve birçok büyük veya dev ırk, ritim bozukluklarına ve kalp kası zayıflığına (dilate kardiyomiyopati) yatkındır. Buna karşılık, küçük ırk köpeklerde daha çok kapak sorunları (mitral kapak hastalığı) görülür.
Kedilerde ise kalp kası hastalıkları (kardiyomiyopatiler) daha yaygındır. En agresif vakalar genellikle çok genç yaşlarda kendini göstermeye başlar. Bu hastalıklar, kedilerde yaşam kalitesini ve ömrünü etkileyebilecek önemli sağlık sorunlarıdır.
2. Kedimin/köpeğimin neden bir kardiyoloğa görünmesi gerekiyor?
Klinisyen veteriner hekimlerin mezun olduklarında almış oldukları “kardiyoloji eğitimi” ülkemizde oldukça kısıtlı durumdadır. YÖK’e kayıtlı 37 veteriner fakültesi içerisinde henüz “Kardiyoloji Anabilim Dalı” kürsüsü olmadığı ve yalnızca kardiyoloji eğitimi alarak “Kardiyolog” ünvanını resmi olarak taşıyabilen bir veteriner hekim yetiştirilemediği için maalesef ilgisi olan meslektaşlarımız ancak kendi imkanları (dahiliye kürsülerinde özel eğitimler, uluslararası sertifikasyon ve uzmanlık programları vb.) ile bilgi ve tecrübe sahibi olmaktadırlar. Klinisyen hekimlerin hastalarında profesyönel kardiyoloji muayenesi ihtiyacı duymaları halinde ilgili hekimlere hasta yönlendirmesi veya bu hizmeti uzmanlardan talep etmeleri gerekmektedir.
Her uzmanlık dalında olduğu gibi veteriner kardiyoloji alanında kendisini yetiştirmiş ve tüm enerjisini belli bir konuya yöneltmiş meslektaşlar, pratisyen hekimlerden daha doğru tanı ve tedavi belirleme imkanına sahiptir.
Sizler de rutin kontrollerinizi yaptırdığınız veteriner hekiminizden kardiyoloji muayenesi yaptırılmasını talep edebilir veya veteriner kardiyoloji alanında eğitimli hekimlere başvurabilirsiniz.
3. Kedimin/köpeğimin ne tür bir kalp hastalığa sahip olduğunu nasıl öğrenebilirsiniz?
Kedinizi/köpeğinizi bir veteriner hekim kardiyologa götürmek, detaylı bir kardiyak muayene yapılmasını sağlar. Bu süreçte, uzman bir kardiyolog, ekokardiyografi (kalp ultrasonu) adı verilen, cerrahi müdahale gerektirmeyen bir kalp ultrasonu işlemini gerçekleştirir. Bu işlem sırasında, kedi ve köpek sahipleri de muayene odasında bulunabilir.
Veteriner hekim kardiyolog, muayene sırasında elde edilen bulguları hasta sahiplerine açıklar. Bu bulgulara dayanarak, kardiyolog kediniz/köpeğiniz için en uygun tedavi yöntemini belirler.
4. Kedimin/köpeğimin kalp sorunu olduğunu nasıl bileceğim?
Kedinizin/köpeğinizin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesi için, düzenli veteriner hekim ziyaretleri büyük önem taşır. Çoğu durumda, veteriner hekiminiz rutin bir muayene sırasında anormal bir kalp sesi fark edebilir. Bu, genellikle bir üfürüm veya ritim problemi olarak tanımlanır ve kediniz/köpeğiniz herhangi bir dış belirti göstermeden önce fark edilebilir.
Kedilerde, kalp hastalığını erken tespit etmek için kullanılan bir kan testi (NT-proBNP) vardır. Bu test, kediler henüz belirti göstermeden önce hastalığın teşhis edilmesine yardımcı olabilir ve birçok kedinin hayatını kurtarabilir.
Veteriner hekiminiz anormal bir kalp sesi tespit ederse veya kan testinin sonucu pozitif çıkarsa, kedinizin/köpeğinizin en iyi şekilde değerlendirilmesi için bir veteriner hekim kardiyologa yönlendirilmesi önerilir.
İleri seviye kalp hastalığı olan köpeklerde şu belirtiler gözlemlenebilir:
• Öksürük
• Nefes almada zorluk
• Bayılma
• Halsizlik ve egzersiz intoleransı
• Karında şişlik (abdominal distansiyon)
İleri seviye kalp hastalığı olan kedilerde şu belirtiler görülebilir:
• Saklanma ve uyuşukluk
• Solunum hızında artış ve solunum zorluğu
• Bayılma
• Ani gelişen ağrılı ön bacak topallığı veya arka bacak felci
Eğer kediniz/köpeğiniz bu belirtilerden herhangi birini gösterirse, hemen bir veteriner hekime başvurmanız önemlidir. Bu, olası bir kalp hastalığının erken teşhisi ve tedavi sürecinin başlatılması açısından kritik bir adımdır.
Konuyla alakalı detaylı bilgi için bu sayfalara göz atabilirsiniz :
Kedi ve Köpeklerde Kalp Hastalıklarının 10 Belirtisi
Kedi ve Köpeklerde Kalp Hastalıklarının Belirtileri
5. Kedim/köpeğim hasta görünmüyor, bekleyebilir miyim?
Hem köpekler hem de kediler, kalp hastalığının dış belirtilerini gizleme eğilimindedir ve genellikle ancak kriz durumunda olduklarında hasta gibi görünürler. Bu nedenle, kedinizin/köpeğinizin görünüşte sağlıklı olması, bir sorun olmadığı anlamına gelmez.
“Bekleyip görelim” yaklaşımı, kalp üfürümü tespit edilen köpekler ve kediler için kesinlikle önerilmez. Acil veteriner ziyaretleri, hem kediniz/köpeğiniz hem de sizin için travmatik bir deneyim olabilir. Bu nedenle, kalp üfürümü tespit edildiğinde, erken teşhis ve tedavi için bir veteriner hekime başvurulması en doğru yaklaşımdır.
6. Kedimin/köpeğimin kalp hastalığı olduğunu hangi belirtiler gösterebilir?
Erken Belirtiler
Kalp hastalığının erken bir göstergesi, steteskopla kalp dinlenirken duyulan anormal bir kalp sesi olabilir. Bu anormal sesler;
• Üfürüm (murmur),
• Ekstra kalp sesleri (gallop) ve
• Aritmi (düzensiz kalp atışı) olabilir.
Bu anormal kalp sesleri, altta yatan bir kalp hastalığının habercisi olabilir ve erken müdahale ile tedavi edilebilir. Bu nedenle, kedinizin/köpeğinizin yıllık veteriner hekim kontrolleri son derece önemlidir. Bu kontroller sırasında veteriner hekiminiz, kalp hastalığını semptomlar ortaya çıkmadan ve yaşamı tehdit etmeden önce tespit edebilir.
Ne yazık ki, tüm kalp hastalığı vakalarında anormal kalp sesi duyulmaz, özellikle kedilerde bu durum daha sık görülür.
Köpeklerde Kalp Hastalığının Olası Belirtileri
• Öksürük
• Nefes almada zorluk
• Bayılma
• Halsizlik
• Egzersiz intoleransı (aktiviteye dayalı çabuk yorulma)
• Karında şişlik (karın boşluğunda sıvı birikmesi)
Kedilerde Kalp Hastalığının Olası Belirtileri
• Saklanma eğilimi
• Halsizlik (letarji)
• Artmış solunum hızı ve eforu (zor nefes alma)
• Bayılma
• Ani ve ağrılı ön bacak topallığı veya arka bacak felci
Eğer kedinizde/köpeğinizde yukarıda belirtilen semptomlardan herhangi biri gözlemlenirse, vakit kaybetmeden veteriner hekiminize başvurmalısınız. Bu semptomlar, kalp hastalığının ilerlemiş bir aşamasında ortaya çıkabilir ve acil müdahale gerektirebilir.
7. Kedime/köpeğime ilaç nasıl verebilirim?
Kedinize/köpeğinize ilaç vermek, bazı hastalarda oldukça kolayken, bazı hastalarda zorlayıcı olabilir. İşte bu süreci kolaylaştıracak bazı ipuçları:
Genel İpuçları
• İlacı Yiyeceklere Gizleyin: Birçok ilaç, küçük bir miktar konserve mama veya başka lezzetli yiyeceklerle ezilerek karıştırılabilir. Ancak, tüm ilaçlar ezilemez. Bu yüzden ilacın ezilebilir olup olmadığını veteriner hekiminizle kontrol etmeniz önemlidir.
• İlaç Yerleştirilebilen Yumuşak Atıştırmalıklar Kullanın: Özel atıştırmalıklar, ilaçları gizlemek için tasarlanmıştır ve köpekler/kediler genellikle bu yöntemi sever.
• İlaç Verdikten Sonra Yemek veya Su Verin: İlaç aç karnına verilmesi gerekmiyorsa, kedinize/köpeğinize hemen ardından yiyecek veya su verin. Bu, ilacın boğazda takılmasını ve tahrişe neden olmasını önleyebilir.
Kedilere İlaç Verme
Kedilere ilaç vermek genellikle daha zordur çünkü kediler ağızlarına yabancı bir şey koyulmasından hoşlanmazlar. İşte bu işlemi kolaylaştıracak bazı yöntemler:
1. Kafayı Doğru Şekilde Tutun:
• Başının üst kısmından tutun, başparmağınızı üst çenenin bir tarafına, parmaklarınızı da diğer tarafa yerleştirin.
• Kedinin kafasını yukarı kaldırarak ağzını açmasını sağlayın. Diğer elinizle hapı ağzın içine, dilin mümkün olduğunca arkasına koyun.
2. Alternatif Yöntem (Direnç Gösteren Kediler İçin):
• Kediyi ensesinden (ense derisinden) tutarak kafasını geriye doğru kaldırın ve burnu tavana bakacak şekilde konumlandırın.
• Hapı ağzına yerleştirin, ardından kedinin ağzını kapatın ve boğazını hafifçe ovun. Bu, kedinin hapı yutmasını teşvik eder.
3. Tableti Dile Yakın Koymaktan Kaçının:
• Hapı dilin mümkün olduğunca arkasına yerleştirin. Bu, kedinin hapı çıkarmaya çalışmasını zorlaştırır.
4. İlaç Yutturma Aparatı Kullanın:
• Parmaklarınızı ısırılmaktan korumak için özel olarak tasarlanmış “İlaç Yutturma Aparatı” adı verilen bir araç kullanabilirsiniz.
• Bu cihaz, hapı doğrudan kedinin ağzına yerleştirir. Zamanlama çok önemlidir. Hapı ne kadar hızlı yerleştirirseniz, kedi o kadar az tepki verir.
Köpeklere İlaç Verme
Köpeklere ilaç vermek genellikle daha kolaydır, çünkü köpekler yiyecekleri çiğnemeden yutma eğilimindedir. İşte süreci kolaylaştıracak bazı yöntemler:
1. İlacı Ödül Maması ile Gizleyin:
• Çoğu köpek, ilacın gizlendiği bir ödül mamasını fark etmeden yiyebilir.
• Bu yöntem genellikle en kolay yoldur, ancak bazı köpekler ilacın tadını alabilir ve ödülü yemeyi reddedebilir.
2. Elle Hap Verme Yöntemi:
• Bir elinizle köpeğin başını yukarı doğru tutun. Uzun burunlu köpeklerde, başparmağınızı üst çenenin bir tarafına, parmaklarınızı ise diğer tarafına yerleştirin. Kısa burunlu köpeklerde (bulldog vb.), bu işlemi kediye ilaç verirken kullanılan yöntemle yapabilirsiniz.
• Köpeğin başını yukarı doğru kaldırın ve hapı parmaklarınızla dilin arka kısmına yerleştirin.
• Dilin arka kısmına doğru mümkün olduğunca derine bırakmaya çalışın, çünkü ilacı dilin ön kısmına bırakırsanız köpek ilacı kolayca tükürebilir.
3. Hızlı ve Kararlı Olun:
• Hapı koyduktan sonra hemen köpeğin ağzını kapatın ve burnuna hafifçe üfleyin. Bu, yutma refleksini tetikleyebilir.
• Köpeğin boğazını yutmasını teşvik etmek için hafifçe okşayabilirsiniz.
Köpeğinize veya kedinize ilaç vermekte zorlanıyorsanız, veteriner hekiminizden bu konuda yüz yüze bir eğitim istemekten çekinmeyin. Bazen doğru teknik, kedinizin/köpeğinizin güvenliğini ve sağlığını korumak için fark yaratabilir.
8. Ekokardiyografinin tekrarı/kontrolü ne kadar gereklidir?
- Takip ekokardiyografileri, kedinizin/köpeğinizin uzun vadeli kardiyak bakımı için büyük önem taşır. Bu kontroller, kalp hastalığının ilerlemesini değerlendirme imkânı sağlar. Kontrol programları, kalp boyutundaki, kalp fonksiyonundaki ve kalp içi basınçlardaki değişiklikleri tespit etmeye yöneliktir. Bu değişiklikler, kedinizin/köpeğinizin mümkün olduğunca uzun süre semptomsuz kalmasını sağlamak amacıyla ilaç protokolünde değişiklik yapılmasını gerektirebilir. Takiplerin sıklığı, kedinizin/köpeğinizin bireysel durumu ve hastalığın türüne göre belirlenir.
Erken Tespit Neden Önemlidir?
Kalpteki erken değişikliklerin tespit edilip değerlendirilmesi, tedavinin etkili olmasını sağlar. Kedilerdeki ve köpeklerdeki birçok kalp hastalığı, zamanla ilerleyen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, doğru ilaç dengesini bulmak ve hastalığın ilerlemesiyle birlikte bu dengeyi ayarlamak gereklidir.
Kedinizin/köpeğinizin hastalığının gidişatına ve ilaçlara gösterdiği yanıta göre bu denge zamanla değişebilir. Bu da düzenli ekokardiyografi kontrollerini gerekli kılar.
Takip Aralıkları Ne Olmalıdır?
Kalp hastası kedinizin/köpeğinizin kalbini her 6 ayda bir (değişkenlik gösterebilir) kontrol ettirmek, 10-15 yıl yaşayan kediler ve köpekler için, insanların 3-4 yılda bir doktor kontrolüne gitmesine benzetilebilir. Kontroller sayesinde, hastalığın seyrini ve kalbin genel sağlığını izlemek mümkün olur.
Bu rutin kontroller, kedinizin/köpeğinizin bireysel sağlık durumu ve hastalığın ciddiyetine göre daha sık ya da daha seyrek de planlanabilir.
İdeal İlaç Dengesine Nasıl Ulaşılır?
Ekokardiyografiler, kedinize/köpeğinize özel ideal ilaç dengesinin bulunmasına ve bu dengenin korunmasına yardımcı olur.
Bu süreç, siz, rutin takip eden veteriner hekiminiz ve veteriner kardiyoloğunuzun sürekli iletişimde olması ile gerçekleşir. Rutin muayeneler, kedinizin/köpeğinizin kalp fonksiyonunu en iyi durumda tutmaya çalışır.
Birçok kalp hastalığında, ilaç protokolü zamanla değiştirilir çünkü hastalık ilerledikçe kalp fonksiyonlarındaki değişiklikler de farklılık gösterebilir.
Belirgin Klinik Belirtilerle Karşılaşılmadan Önce Kontrolün Önemi
Kalp hastalığının evde gözlemlenebilen belirgin klinik belirtileri genellikle hastalığın ileri bir aşamasına ulaşıldığında ortaya çıkar. Bu aşamada, tedavi genellikle daha karmaşıktır ve şu tür müdahaleleri gerektirebilir:
• Hastane yatışı
• Oksijen tedavisi
• İğneyle (enjeksiyon yoluyla) verilen ilaçlar
Bu aşamaya gelmeden önce, kontrol ekokardiyografileri sayesinde, belirtilerin ortaya çıkma zamanı tahmin edilebilir. Böylece, kedinizin/köpeğinizin tedavi planında ayarlamalar yapılarak kriz durumlarının önüne geçilebilir. Bu sayede, kedinizin/köpeğinizin ve sizin stres düzeyiniz azalır ve kedinizin/köpeğinizin kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye yatma gerekliliği en aza indirilebilir.
Ekokardiyografi kontrol muayeneleri, kedinizin/köpeğinizin kalp hastalığını erken tespit etme, ilerlemesini takip etme ve ilaç tedavisini optimize etme açısından kritik öneme sahiptir. Düzenli takipler, hem hastane yatışlarını azaltır hem de kedinizin/köpeğinizin yaşam kalitesini artırır. Bu nedenle, veteriner kardiyoloğun önerdiği periyodik kontrol programına sadık kalmak, kedinizin/köpeğinizin sağlığını korumanın en iyi yollarından biridir.
9. İlaçlar gerçekten kedimin/köpeğimin ömrünü uzatabilir mi?
Evet, kalp hastalığı olan kedilerde ve köpeklerde ilaçlar, hem yaşam süresini hem de yaşam kalitesini artırabilir. Amacımız, kedinize/köpeğinize her iki alanda da en iyi sonucu sağlamaktır.
Bazı doğumsal kalp kusurları cerrahi müdahale ile tedavi edilebilse de, kalp hastalıklarının büyük çoğunluğu mevcut koşullar içerisinde (Japonya’ya götürülerek açık kalp cerrahisi yaptırma imkanı olan hastalar hariç) cerrahiye uygun olmadığından, tıbbi tedaviye başvurulur.
Veteriner hekim kardiyologlar tarafından reçete edilen ilaçların çoğu, veteriner klinikleri ve yerel eczanelerden temin edilebilen jenerik ilaçlardır. Kediler ve köpekler, kalp ilaçlarına genellikle iyi tepki verir. Nadiren, ilaçların olumsuz etkileri olursa, kardiyolog hemen tedavi planını yeniden düzenler.
Bireysel tedavi planlarına uygun ilaç kullanan hastaların büyük bir çoğunluğunda, hasta sahipleri kedilerin ve köpeklerin yaşam kalitesinde ve enerji seviyesinde önemli bir iyileşme olduğunu bildirirler. Bu nedenle, kardiyolog veteriner hekim gözetiminde uygun ilaç tedavisi, kedinizin/köpeğinizin hem daha uzun hem de daha mutlu bir yaşam sürmesine olanak tanır.
10. İlaçlar ne işe yarar?
Kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar, farklı amaçlarla reçete edilmektedir:
1. Kalp hastalığını kontrol altına almak ve semptomların ortaya çıkmasını geciktirmek:
• Bu tür ilaçlar, kalbin mevcut işleyişini iyileştirerek, hastalığın ilerlemesini yavaşlatır ve semptomların oluşmasını mümkün olduğunca geciktirir.
2. Kalp yetmezliğinin belirtilerini gidermek veya kontrol altına almak:
• Kalp yetmezliği durumunda, akciğerlerde veya vücutta sıvı birikmesi, nefes darlığı ve halsizlik gibi semptomlar oluşur. Bu ilaçlar, sıvı birikimini önleyerek ve kalbin pompalama gücünü iyileştirerek semptomları kontrol altına alır.
3. Aritmileri (ritim bozukluklarını) tedavi etmek:
• Kalpteki ritim bozuklukları (örneğin, çok yavaş veya çok hızlı kalp atışı), kalp fonksiyonunu bozabilir. Bu ilaçlar, kalbin normal ritmini korumasına yardımcı olur ve kan akışının dengeli bir şekilde devam etmesini sağlar.
Bazı kedilerde ve köpeklerde, bu üç tedavi yaklaşımı bir arada kullanılır. Kardiyolog veteriner hekim, kedinizin/köpeğinizin ihtiyaçlarına en uygun tedavi planını belirleyerek, mümkün olan en iyi sonucu elde etmek için ilaçları dikkatle seçer ve düzenler.
11. Kalp ilaçlarının yan etkileri var mıdır?
Tüm ilaçlar gibi, kalp ilaçlarının da yan etkilere neden olma potansiyeli vardır. Bu yan etkiler her kedi ve köpekte görülmese de, fark edilmesi ve izlenmesi önemlidir.
En Yaygın Görülen Yan Etkiler:
1. Halsizlik (Letarji) – Kediniz/köpeğiniz normalden daha yorgun veya uyuşuk görünebilir.
2. İştah Azalması – Kediniz/köpeğiniz daha az yemek yemeye başlayabilir.
3. Kusma – İlaç kullanımına bağlı mide rahatsızlığı olabilir.
4. İshal – Bağırsak hareketlerinin artması veya dışkının normalden daha yumuşak olması.
5. Kan Basıncı Üzerindeki Etkiler – Düşük veya yüksek tansiyona neden olabilir.
6. Böbrek Değerlerinde Değişiklikler – Özellikle idrar söktürücü (diüretik) ilaçlar böbrek fonksiyonlarında değişikliklere neden olabilir.
7. Elektrolit Dengesizlikleri – Vücutta sodyum, potasyum ve diğer minerallerin dengesizliği görülebilir.
Kedinizin/Köpeğinizin Takibi Neden Önemlidir?
Kalp hastalığı tedavisi sırasında, rutin kontroller ve kan testleri ile böbrek fonksiyonlarının, kan basıncının ve elektrolit seviyelerinin izlenmesi çok önemlidir. Bu nedenle, veteriner hekiminiz, ilaçların yan etkilerini takip etmek için düzenli kontrol randevuları önerir.
Ne Yapmalısınız?
Eğer kedinizde/köpeğinizde yeni bir ilaca başlandıktan veya mevcut bir ilacın dozu değiştirildikten sonra yukarıdaki yan etkilerden birini fark ederseniz, veteriner hekiminizle hemen iletişime geçin. Hekiminiz, bu yan etkileri yönetmek için dozu ayarlayabilir veya başka bir tedavi planı oluşturabilir. Unutmayın, erken müdahale kedinizin/köpeğinizin sağlığı için kritik öneme sahiptir.
12. Kedimin/köpeğimin ameliyata ihtiyacı olacak mı?
Kalp hastalığı olan kediler ve köpekler için ameliyat nadiren önerilen bir tedavi yöntemidir. Ancak, bazı özel durumlarda cerrahi müdahale veya kateterizasyon gerekebilir.
Ameliyatın Önerilebileceği Durumlar:
1. Doğuştan Gelen Kalp Kusurları (Konjenital Kalp Defektleri):
• Doğuştan gelen yapısal kalp kusurlarının düzeltilmesi gerekebilir. Bu kusurlar genellikle yavru köpek ve kedilerde teşhis edilir.
2. Kalp Pili (Pacemaker) Yerleştirilmesi:
• Kalp atış hızının yavaşlaması (düşük kalp hızı) durumlarında önerilir. Bu durum şu hastalıklarda ortaya çıkabilir:
• Yüksek dereceli ikinci derece veya üçüncü derece (tam) atriyoventriküler (AV) blok
• Hasta Sinüs Sendromu (Sick Sinus Syndrome)
• Atriyal duraklama (Atrial Standstill)
• Özellikle bayılma (senkop) belirtileri mevcutsa ve ilaç tedavisi bu durumu iyileştiremiyorsa kalp pili yerleştirilmesi gerekebilir.
3. Kalbi Saran Zar (Perikard) İçinde Sıvı Birikimi (Perikardiyal Efüzyon):
• Tekrarlayan perikardiyal efüzyon durumlarında ameliyat bir seçenek olabilir. Bu işlem, sıvının sürekli birikmesini önlemek için perikardiyumun (kalbi saran zar) bir kısmının çıkarılmasını içerebilir.
Ancak bilinmelidir ki günümüzde, özellikle açık kalp cerrahisi Japonya’da başarıyla gerçekleştirilebilmektedir ve bu sayede bazı edinsel kalp hastalıkları (mitral kapak hastalığı gibi) büyük ölçüde iyileştirilebilmekte ve hastaların daha uzun ve komforlu bir hayat yaşaması sağlanabilmektedir. Gelişen teknoloji ve yeni çıkan teknikler (Mitral kapakta V-Clamp uygulaması gibi) dünya genelinde artan vaka sayıları ile daha ekonomik ve daha az riskli seçenekler haline gelecektir.
Ameliyat Hangi Durumlarda Gerekli Değildir?
• Kedilerde ve köpeklerde yaşlanmaya bağlı gelişen en yaygın kalp hastalıklarının tedavisinde ameliyat standart bir tedavi yöntemi değildir.
• Çoğu yaşa bağlı kalp hastalığı, ilaçlarla yönetilir ve cerrahi müdahale gerektirmez.
Eğer kedinizde/köpeğinizde bu tür bir cerrahiye ihtiyaç duyulup duyulmadığından emin değilseniz, bir veteriner kardiyolog ile görüşmek en doğru yaklaşım olacaktır.
13. Kedimin/köpeğimin ilaçlarını nereden alabilirim?
1. Eczaneler:
• Kediler ve köpekler için reçete edilen birçok ilaç, insanlar için kullanılan ilaçlarla benzer özellikte olduğu için yerel eczanelerden temin edilebilir. Özellikle kalp hastalıklarında kullanılan bazı ilaç türleri eczanelerde yaygın olarak bulunabilir.
2. Veteriner Klinikleri:
• Veteriner kliniklerinde, kedilere ve köpeklere özel üretilen ilaçlar mevcuttur. Veteriner hekiminiz, tedavi planına uygun olan ilaçları doğrudan temin etmenizi sağlayabilir veya yönlendirme yapabilir.
3. İlaç Erişimindeki Sorunlar:
• Ne yazık ki, bazı özel tedavi gerektiren hastalıklarda (örneğin, kalp kurdu hastalığı) kullanılan belirli ilaçlar ülkemizde bulunmamaktadır. Bu durum, hastaların tedaviye erişimini zorlaştıran önemli bir sorundur.
• Bu eksikliğin, gelecekte daha erişilebilir hale gelmesi için çözüme kavuşturulmasını ümit ediyoruz. Bu konuda veteriner hekimlerin, hasta sahiplerinin ve ilgili kurumların birlikte çalışarak farkındalık oluşturması büyük önem taşımaktadır.
Kedinizin/köpeğinizin ihtiyaç duyduğu ilaçların nereden temin edilebileceği konusunda veteriner hekiminizden destek almanız önemlidir. Hekiminiz, size en doğru bilgi ve yönlendirmeyi sağlayacaktır.
14. Randevu sırasında ne beklemeliyim?
Kardiyoloji Muayenesi Süreci
1. Klinik Kayıt ve Ön Hazırlık:
• Randevu saatinizde kliniğe geldiğinizde, kedinize/köpeğinize ait bilgiler kaydedilir.
• Muayene öncesinde, ön bilgi formları eksiksiz doldurulur.
• Kedinizin/köpeğinizin tanınması için yüzünün net göründüğü bir fotoğraf çekilir.
2. İlk Değerlendirme ve Ölçümler:
• Vücut ağırlığı, tansiyon, gerekirse vücut sıcaklığı ve oksijen satürasyonu ölçülür.
• Göğüs röntgenleri alınır.
3. Fiziksel Muayene:
• Kalp sesleri, nabız, kapiller dolum zamanı, göz içi, diş etleri ve karın bölgesi kontrol edilir.
4. Ekokardiyografi (EKO) Muayenesi:
• Daha net bir görüntüleme için göğüs bölgesi tıraşlanır.
• Kedinizin/köpeğinizin rahat etmesi için sahiplerinin yanında, sessiz ve karanlık bir odada, rahat bir minder üzerinde muayene yapılır.
• Ortalama 20-30 dakika süren ekokardiyografi, kalp fonksiyonları hakkında kapsamlı bilgi sağlar.
5. Elektrokardiyografi (EKG) ve İlk Değerlendirme:
• EKO sonrası 5 dakika süren EKG çekilir.
• İlk bulgular, hasta sahibiyle paylaşılır.
6. Sonuçların Değerlendirilmesi ve Paylaşılması:
• Kedinizin/köpeğinizin kardiyolojik durumu, teşhis ve tedavi süreçleri hakkında bilgi verilir.
• Gerekli görüldüğünde reçete yazılır.
• EKO görüntüleri, röntgenler, EKG ve reçete, 24 saat içinde dijital formatta hasta sahibine ve sorumlu hekime iletilir.
7. Evde Hasta Takibi Bilgilendirmesi:
• Evde takip için “Evde Hasta Takibi” formu verilir ve kedinizin/köpeğinizin solunum sayısının nasıl takip edileceği anlatılır.
Bu süreç, kedinizin/köpeğinizin kalp sağlığının kapsamlı değerlendirilmesini amaçlar. Her muayene ortalama 60 dakika sürer, ancak acil durumlar ve gecikmeler süreyi etkileyebilir.
15. Teşhisi ne zaman öğreneceğim?
• İlk bulgular, hasta sahibiyle paylaşılır.
• Kedinizin/köpeğinizin kardiyolojik durumu, teşhis ve tedavi süreçleri hakkında bilgi verilir.
• Gerekli görüldüğünde reçete yazılır.
• EKO görüntüleri, röntgenler, EKG ve reçete, 24 saat içinde dijital formatta hasta sahibine ve sorumlu hekime iletilir.
16. Günün herhangi bir saatinde kedim/köpeğim hakkında sorularım veya endişelerim olursa ne yapmalıyım?
Rutin kontrollerini yaptırdığınız veteriner hekiminizi arayabilir ve veteriner hekim kardiyoloğunuz ile konferans görüşmesi tekniği ile gözlemlediğiniz sorunlar veya danışmak istediğiniz konular hakkında görüşmeler sağlayabilirsiniz.
17. Kedim/köpeğim tıraş olacak mı, veya sakinleştirici ilaç verilecek mi?
Çok kısa tüylü (neredeyse çıplak göğüslü) hayvanlar hariç, tüm hastaların göğüs bölgesi ekokardiyografi görüntülemesini iyileştirmek amacıyla makina ile mutlaka tıraş edilir.
Enjektabl sedasyon ise kardiyoloji muayenesi için uygulanmaz.
Nadiren de olsa, muayenenin imkansız hale geldiği durumlarda, çok agresif ve zapt edilemeyen kedilerde ve köpeklerde, kalp fonksiyonlarına en az etki edecek şekilde özel bir sakinleştirici ilaç kullanılabilir. Bu uygulama, hayvanın güvenliğini ve muayenenin sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlamak için gereklidir.
18. Randevu öncesinde kedim/köpeğim yemek ve su alabilir mi?
Genel olarak, randevu günü kedinizin/köpeğinizin ilaçlarını ve beslenme düzenini normal şekilde sürdürebilirsiniz. Ancak, nadiren de olsa ilaç gerektirebilecek özel bir durum söz konusuysa, bu durum size önceden bildirilecektir. Ekokardiyografi işlemi için genellikle sakinleştiri bir ilaç uygulanmaz.
19. Randevuma ne getirmeliyim?
Randevuya gelirken aşağıdaki belgeleri ve materyalleri yanınızda bulundurmanız önemlidir:
• İlaç Listesi: Kedinizin/köpeğinizin kullandığı tüm ilaçların isimleri, dozajları ve kullanım sıklığı. Mümkünse ilaç kutularını veya üzerlerinde etiket bulunan ilaç şişelerini de getirin.
• Tıbbi Kayıtlar: Daha önce yapılan tıbbi kontroller, laboratuvar test sonuçları veya göğüs röntgenleri (eğer veterineriniz bu kayıtları dijital olarak göndermediyse) yanınızda bulunsun.
• Kediniz/Köpeğiniz: Muayene ve değerlendirme yapılabilmesi için kedinizi/köpeğinizi mutlaka yanınızda getirin.
20. Kardiyoloji muayenesi veteriner hekimimizin kendi kliniğinde yapılabilir mi?
Kediniz/köpeğiniz için en doğru teşhis ve tedavi planını oluşturmanın en iyi yolu, bir veteriner kardiyoloji uzmanı tarafından muayene edilmesidir. Bu nedenle, kardiyoloji muayenesinin, bu konuda özel eğitim almış ve donanımlı ekipmanlara sahip bir kardiyolog veteriner hekim tarafından yapılması önerilir.